Gerçek olaylardan esinlenen filmde yaşadığı maddi problemin de etkisi nedeni ile ve kendisi ile ilgili suçlamalardan kurtulabilmek için polis adına ETA içine sızan ve muhbirlik yapan bir adamın hikâyesi anlatılıyor. Senaryodaki pek çok öğe Türkiye için de çok tanıdık aslında; özgürlük istekleri, suikastler, bombalamalar, örgüt içi çekişmeler, sol örgütlerin demokrasi talebini engellemek için terörü durdurmaya pek de istekli olmayan güvenlik güçleri, arada kalan insanlar vs. Geriye dönüşle anlatılan filmin odak noktası ne terör, ne devletin yaklaşımı ne de kendi halinde bir adamın muhbire dönüşmesinin analizi. Film daha çok bir macera atmosferinde muhbirin yaşadığı tedirginlik üzerine kurulu ve sosyal ve siyasal anlamında bir şeyler söyleme telaşında değil. Senaryonun en çok odaklandığı ise bir muhbirin adına çalıştığı kişi(ler) tarafından yalnız bırakılması.